İçeriğe geç

İçindekiler kısmına geç

Dünyayı Değiştiren Dört Sözcük

Dünyayı Değiştiren Dört Sözcük

Bölüm Yedi

Dünyayı Değiştiren Dört Sözcük

1. Çok uzun zaman önce bir duvara yazılan dört sözcüğün etkisi ne boyuttaydı?

SIRLI tuğla duvarın üzerine dört basit sözcük yazılmıştı. Ancak bu sözcükler kudretli bir hükümdarı neredeyse aklını başından alacak derecede korkuttu. Onlar iki kralın tahttan indirileceğini, birinin öldürüleceğini ve güçlü bir dünya imparatorluğunun sonunun geleceğini duyuruyordu. Büyük saygı duyulan bir dinsel sistemi aşağılıyordu. En önemlisi, insanların çoğunun pek aldırış etmediği bir dönemde Yehova’ya sunulan pak tapınmayı yüceltip O’nun egemenliğini yeniden doğruluyordu. Hatta bugünkü dünya olaylarına bile ışık tutuyordu! Sadece dört sözcük bütün bunları nasıl yapabildi? Görelim.

2. (a) Babil’de Nebukadnetsar’ın ölümünün ardından neler oldu? (b) Hangi hükümdar şimdi iktidarı elinde bulunduruyordu?

2 Daniel’in 4. babında anlatılan olayların üzerinden onlarca yıl geçmişti. Kibirli Kral Nebukadnetsar’ın Babil’de 43 yıllık hükümdarlığı MÖ 582’de ölümüyle son buldu. Ardılı olarak ailesinden birçok kişi çıktı, fakat hükümdarlıkları ya vakitsiz ölümleri ya da suikasta kurban gitmeleri nedeniyle birbiri ardına son buldu. Sonunda Nabonidus (Nabunaid) adında biri çıkardığı isyan sonucunda tahtı ele geçirdi. Ay tanrısı Sin’in başrahibesinin oğlu olan Nabonidus’un Babil kraliyet ailesiyle kan bağı olmadığı anlaşılıyor. Bazı otoriteler onun, hükümdarlığını yasallaştırabilmek amacıyla Nebukadnetsar’ın kızıyla evlendiğini, ondan doğan oğlu Belşatsar’ı naip yapıp Babil yönetimini uzun süre ona bıraktığını ileri sürmektedir. Bu durum gereğince Belşatsar Nebukadnetsar’ın torunu sayılıyordu. Acaba dedesinin başından geçenlerden Yehova’nın Yüce Tanrı olduğunu ve istediği kralı alçaltabileceğini öğrenmiş miydi? Hayır!—Daniel 4:37.

KONTROLDEN ÇIKAN ŞÖLEN

3. Belşatsar’ın şöleni nasıldı?

3 Daniel’in 5. babı bir şölenle başlar. “Kıral Belşatsar, büyük adamlarından bin kişiye büyük bir ziyafet yaptı, ve o bin kişinin önünde şarap içti.” (Daniel 5:1) Tahmin edebileceğiniz gibi, hem bütün bu insanları hem de kralın karıları ve cariyelerini alacak muazzam büyüklükte bir salon gerekliydi. Bir bilgin şunları belirtiyor: “Babillilerin çok görkemli şölenleri olur, fakat genelde herkesin sarhoş olmasıyla sona ererdi. Şarap uzak ülkelerden getirtilirdi ve sofrada her tür lüks bulunurdu. Salonu parfüm kokuları kaplardı; şarkıcı ve çalgıcılar toplanan konukları eğlendirirdi.” Şöleni yöneten Belşatsar herkesin gözü önünde, başköşede oturmuş hiç durmadan şarap içiyordu.

4. (a) Babillilerin MÖ 5/6 Ekim 539 gecesi şölen yapmaları neden garip görünebilir? (b) Babillilerin istilacı ordular karşısında kendilerini güvenlikte hissetmelerine anlaşılan hangi durum neden olmuştu?

4 Babillilerin MÖ 539 yılının 5/6 Ekim gecesi böyle şenlik havasına bürünmüş olmaları çok gariptir. Ulusları savaştaydı ve durum kendileri için iyiye gitmiyordu. Kısa bir süre önce Nabonidus istilacı Med-Pers kuvvetlerine yenilmişti ve Babil’in güneybatısındaki Borsippa’ya sığınmıştı. Şimdi de Koreş’in orduları Babil’in hemen dışında ordugâh kurmuşlardı. Bütün bunlara rağmen, Belşatsar ve ileri gelen memurları hiç de telaşlanmışa benzemiyorlardı. Nasıl olsa, kentleri zapt edilmez Babil’di! Kentin içinden akan büyük Fırat Irmağı’nın sularıyla dolu derin hendeklerin kenarında Babil’in devasa surları yükseliyordu. Hiçbir düşman bin yılı aşkın bir süredir Babil’i ele geçirememişti. Öyleyse telaşa ne gerek vardı? Belşatsar belki dışarıya duyurdukları cümbüş sesleriyle, kendilerine ne kadar güvendiklerini gösterip düşmanlarının cesaretini kıracaklarını sanıyordu.

5, 6. Belşatsar şarabın etkisiyle ne yaptı, bu davranışı neden Yehova’ya karşı büyük bir hakaretti?

5 Belşatsar’ın aldığı aşırı alkol çok geçmeden etkisini gösterdi. Süleymanın Meselleri 20:1’in dediği gibi, ‘şarap insanı maskara eder.’ Bu olayda ise şarap kralın aslında çok daha ciddi bir çılgınlık yapmasına neden oldu. Yehova’nın mabedinden alınan kutsal kapların şölene getirilmesini emretti. Nebukadnetsar’ın Yeruşalim’i fethettiği sırada ganimet olarak aldığı bu kaplar sadece pak tapınmada kullanılmalıydı. Geçmişte onları Yeruşalim’deki mabette kullanma yetkisine sahip Yahudi kâhinlere bile kendilerini temiz tutmaları uyarısında bulunulmuştu.—Daniel 5:2; ayrıca İşaya 52:11 ile karşılaştırın.

6 Ne var ki, Belşatsar’ın aklından daha da büyük bir küstahlık geçiyordu. “Kıral, ve büyük adamları, karıları ile cariyeleri . . . . şarap içtiler, ve altın, ve gümüş, tunç, demir, ağaç, ve taş ilâhlara hamdettiler.” (Daniel 5:3, 4) Böylece Belşatsar sahte tanrılarını Yehova’dan üstün tutmaya kalkıştı! Anlaşılan bu, Babilliler arasında yaygın bir tutumdu. Onlar Yahudi tutsaklarına tepeden bakıyor, tapınmalarıyla eğleniyor ve onlara sevgili anavatanlarına dönme konusunda hiçbir umut vermiyorlardı. (Mezmur 137:1-3; İşaya 14:16, 17) Bu sarhoş kral belki o sürgünleri aşağılayıp Tanrılarına hakaret etmekle, karılarını ve memurlarını etkileyecek bir güç gösterisi yapabileceğini düşünmüş olabilir. * Eğer Belşatsar güç gösterisinde bulunmaktan bir derece heyecan duymuşsa da, bu fazla uzun sürmedi.

DUVARDAKİ YAZI

7, 8. Belşatsar’ın şöleni nasıl kesintiye uğradı ve bunun kral üzerinde ne etkisi oldu?

7 İlhamla yazılan kayıt “hemen o saat” diyor, “bir insan elinin parmakları göründü, ve şamdanın karşısında kıral sarayının duvar sıvası üzerine yazdı; ve kıral yazan bu elin ayasını gördü.” (Daniel 5:5) Ne dehşetli bir görünüm! Duvarın aydınlık bir bölümünün üzerinde kesik bir el geziniyordu. Konukların donakalan bakışları altında şölene çöken sessizliği düşünün. El, sırlı tuğlaların üzerine şifreli bir mesaj yazmaya başladı. * Bu öylesine unutulmaz bir felaket işaretiydi ki, “duvardaki yazı” deyişi bazı dillerde felaket uyarısı anlamında bugün de kullanılır.

8 Bu olayın, hem kendini, hem de tanrılarını Yehova’dan üstün göstermeye çalışan kibirli kralın üzerindeki etkisi neydi? “O zaman kıralın benzi değişti, ve düşünceleri kendisini üzdü; ve belinin oynak yerleri çözüldü, ve dizleri birbirine çarptı.” (Daniel 5:6) Belşatsar tebaalarının önünde haşmetli ve heybetli görünmeye can atıyordu. Oysa şimdi tersine, müthiş bir dehşete kapılmıştı. Benzi soldu, sağa sola yalpaladı, tüm bedeni öylesine şiddetle titriyordu ki dizleri birbirine çarpmaya başladı. Davud’un bir ilahide Yehova’ya hitaben söylediği şu sözler ne denli doğruydu: “Gözlerin kibirlilerin üzerindedir; onları alçaltacaksın.”—II. Samuel 22:1, 28; ayrıca Süleymanın Meselleri 18:12 ile karşılaştırın.

9. (a) Belşatsar’ın duyduğu dehşetin neden Tanrısal korkuyla hiç ilgisi yoktu? (b) Kral, Babil’in bilgelerine hangi teklifte bulundu?

9 Belşatsar’ın duyduğu dehşetin, tüm hikmetin başlangıcı olan Tanrısal korkuyla, başka bir deyişle Yehova’ya duyulan derin saygıyla hiç ilgisi olmadığına dikkat edilmeli. (Süleymanın Meselleri 9:10) Hayır, bu sağlıksız bir korkuydu ve tir tir titreyen kralda hikmete benzer bir nitelik oluşturmadı. * Az önce hakaret ettiği Tanrı’dan af dileyeceğine, haykırarak “falcıları, Kildanîleri, ve büyücüleri” çağırttı. Hatta şu açıklamada bulundu: “Bu yazıyı kim okursa, ve manasını bana bildirirse, kendisine erguvanî giydirilecek, ve boynuna altın gerdanlık takılacak, ve ülke içinde üçüncü hükümdar olacaktır.” (Daniel 5:7) Hüküm süren iki kraldan, yani Nabonidus’tan ve Belşatsar’dan sonra krallıkta üçüncü yeri alan yönetici gerçekten kudretli biri olacaktı. Âdete göre o yer Belşatsar’ın en büyük oğlu için saklanıyor olmalıydı. Kral bu mucizevi mesajı açıklatmakta böylesine çaresiz kalmıştı!

10. Bilge adamların duvardaki yazıyı yorumlama çabaları nasıl sonuçlandı?

10 Bilge adamlar büyük salona doluştular. Babil sahte dinle ve çok sayıda tapınakla dopdolu bir kent olduğundan, böyle kişilere hiç de az rastlanmıyordu. İşaretleri okuduklarını ve şifreli yazıları çözdüklerini iddia eden adamlar kuşkusuz çoktu. Önlerine çıkan fırsat bu bilgelere büyük heyecan vermiş olmalıydı. Seçkin kişilerden oluşan seyirci kitlesi önünde becerilerini sergileme, kralın beğenisini kazanma ve çok yüksek bir mevkiye getirilme fırsatı önlerindeydi. Oysa büyük bir başarısızlığa uğradılar! “Yazıyı okuyamadılar, ve manasını kırala bildiremediler.” *Daniel 5:8.

11. Babil’in bilgeleri yazıyı neden okuyamamış olabilir?

11 Babil’in bilge adamlarının yazının kendisini, yani harflerini çözüp çözemediği kesin değildir. Eğer mesaj çözülemez harflerle yazılmışsa bu düzenbaz kişiler durumdan yararlanıp krala yaltaklanmak üzere serbestçe uydurma yorumlarda bulunabilirlerdi. Diğer bir olasılıksa harflerin okunaklı olmasıdır. Ancak, Aramca ve İbranice gibi diller ünlü harfler belirtilmeden yazıldığından her sözcük birkaç anlama gelebiliyordu. Durum böyleyse herhalde hangi sözcüklerin kastedildiğine bilge adamlar karar veremezlerdi. Bunu yapsalar bile, yorumlayabilmek için sözcüklerin anlamını kavrayamazlardı. Durum ne olursa olsun, Babil’in bilgelerinin feci bir başarısızlığa uğradığı kesindi!

12. Bilge adamların başarısızlığı neyi gösterdi?

12 Böylece bilge adamların birer şarlatan, saygı gören dinsel sistemlerinin de düzenbazlık olduğu ortaya çıktı. Onlar büyük bir düş kırıklığı yarattılar! Belşatsar bu din tacirlerine boşuna güvenmiş olduğunu anlayınca iyice korktu, benzi daha da soldu ve büyük adamları bile “şaşırdılar.” *Daniel 5:9.

ANLAYIŞLI BİR ADAM ÇAĞRILIYOR

13. (a) Kraliçe neden Daniel’in çağrılmasını önerdi? (b) Daniel ne tür bir yaşam sürüyordu?

13 Bu kritik anda kraliçe –herhalde ana kraliçe– şölen salonuna girdi. Ziyafette kargaşa çıktığını duymuştu ve duvardaki el yazısının şifresini çözebilecek birini tanıyordu. Yıllar önce kraliçenin babası Nebukadnetsar, Daniel’i tüm bilge adamlarının başına geçirmişti. Kraliçe onu ‘âlâ bir ruhu, bilgisi ve anlayışı’ olan bir adam olarak anımsıyordu. Belşatsar’ın Daniel’i tanımadığı anlaşılıyor; demek ki, peygamber büyük olasılıkla Nebukadnetsar’ın ölümünden sonra hükümetteki yüksek konumunu kaybetmişti. Fakat Daniel şöhretle hiç ilgilenmiyordu. O sırada ihtimal 90’lı yaşlarındaydı ve Yehova’ya hâlâ sadakatle hizmet ediyordu. Babil’de yaklaşık 80 yıldır sürgünde bulunmasına rağmen hâlâ İbrani ismiyle tanınıyordu. Kraliçe bile bir zamanlar kendisine verilen Babil ismini kullanmayıp onu Daniel adıyla anmıştı. Gerçekten de krala şu ricada bulundu: “Daniel çağırılsın, ve manayı o gösterecektir.”—Daniel 1:7; 5:10-12.

14. Daniel duvardaki yazıyı görünce hangi konuda zorluk hissetti?

14 Daniel çağrıldı ve Belşatsar’ın önüne çıktı. Biraz önce Tanrısına hakaret ettiği bu Yahudi’den bir dilekte bulunmak kral için utanç verici bir durumdu. Buna rağmen Belşatsar Daniel’e yaranmaya çalışıp, ona yazıyı okuyarak esrarengiz sözleri açıklayabilirse aynı ödülü, yani krallıkta üçüncü yeri vermeyi teklif etti. (Daniel 5:13-16) Daniel başını kaldırıp duvardaki el yazısına baktı ve mukaddes ruh onu anlayabilmesini sağladı. Bu Yehova Tanrı’dan gelen bir felaket haberiydi! Daniel kendini beğenmiş krala karılarının ve büyük adamlarının önünde, bu sert hükmü nasıl bildirecekti? Daniel’in hissettiği zorluğu bir düşünün! Acaba kralın yaranma çabası, servet ve şöhret teklifi onu etkiledi mi? Peygamber, Yehova’nın bildirisini yumuşatacak mıydı?

15, 16. Belşatsar tarihten hangi yaşamsal dersi almamıştı ve bugün aynı hataya ne ölçüde düşülüyor?

15 Daniel cesaretle konuşup şunları söyledi: “Hediyelerin senin olsun, ve mükâfatlarını başkasına ver; ben yine yazıyı kırala okuyacağım, ve manasını ona bildireceğim.” (Daniel 5:17) Bunun ardından Daniel, Nebukadnetsar’ın büyüklüğünü, dilediği adamı vurup öldürebilecek, dilediğini yükseltip dilediğini alçaltabilecek denli güçlü bir kral olduğunu doğruladı. Bununla birlikte, Belşatsar’a Nebukadnetsar’ı büyük kılanın da ‘Yüce Tanrı’ Yehova olduğunu hatırlattı. O kudretli kralı kibirlendiğinde alçaltan Yehova idi. Evet, Nebukadnetsar “insanların kırallığı üzerinde Yüce Allahın saltanat sürdüğünü, ve onu dilediği adama verdiğini” öğrenmek zorunda bırakıldı.—Daniel 5:18-21.

16 Belşatsar ‘bunların hepsini biliyordu.’ Fakat tarihten ders almamıştı. Aslında onun günahı, Nebukadnetsar’ın kibriyle işlediği günahı aşmıştı. Yehova’ya karşı doğrudan küstahlıkta bulunmuştu. Daniel kralın günahını açığa vurdu. Üstelik toplanan bu putperest kalabalığın önünde, Belşatsar’a sahte tanrıların ‘görmediğini, işitmediğini ve bilgisi olmadığını’ da cesaretle söyledi. Tanrı’nın cesur peygamberi, bu işe yaramaz tanrıların tersine Yehova’nın, kralın soluğunu elinde bulunduran Tanrı olduğunu da sözlerine ekledi. İnsanlar bugün de cansız öğeleri, örneğin parayı, kariyeri, prestiji, hatta zevki bile putlaştırıp tanrılaştırıyorlar. Oysa bunların hiçbiri hayat veremez. Hepimiz varlığımızı yalnızca her soluğumuzun bağlı olduğu Yehova’ya borçluyuz.—Daniel 5:22, 23; Resullerin İşleri 17:24, 25.

ESRAR ÇÖZÜLÜYOR!

17, 18. Duvara yazılan dört sözcük ve onların harfi anlamları nedir?

17 Yaşlı peygamber şimdi Babil’in tüm bilge adamlarının yapamadığını yapmaya başladı. Duvara kazılan yazıyı okuyup yorumladı. Sözcükler şunlardı: “MENE, MENE, TEKEL, UFARSİN.” (Daniel 5:24, 25) Acaba ne anlama geliyordu?

18 Bu sözcükler harfiyen “mına, mına, şekel ve yarım şekel” anlamına gelir. Her sözcük bir para birimiydi ve en değerlisinden en düşüğüne doğru sıralanmıştı. Tam bir bilmece! Babil’in bilge adamlarının harfleri tanımış olsalar bile herhangi bir yorumda bulunamamalarına şaşmamalı.

19. “MENE” sözcüğü nasıl yorumlandı?

19 Daniel Tanrı’nın mukaddes ruhunun etkisi altında şu açıklamada bulundu: “Bu şeyin manası şudur: MENE; Allah senin kırallığını saydı, ve onu sona erdirdi.” (Daniel 5:26) İlk sözcüğün ünsüz harflerinin, okuyucunun ağzından çıkan seslere bağlı olarak ya “mına” ya da kelimenin Aramca söyleniş biçimine göre ‘hesaplamak’ veya ‘saymak’ anlamına gelmesi mümkündür. Daniel Yahudilerin sürgünlük döneminin sonunun yaklaştığını çok iyi biliyordu. Önceden bildirilen bu 70 yıllık sürenin 68 yılı zaten geçmişti. (Yeremya 29:10) En Büyük Zamanlayıcı Yehova Babil’in bir dünya kudreti olarak hüküm sürdüğü günleri saymıştı ve son, Belşatsar’ın ziyafetindeki herhangi bir kimsenin tahmininden çok daha yakındı. Gerçekten de, sadece Belşatsar için değil, babası Nabonidus için de zaman tükenmişti. “MENE”nin iki kere yazılmasının nedeni belki de buydu, yani her iki kralın da sonunu bildirmekti.

20. “TEKEL” sözcüğü nasıl açıklandı ve nasıl Belşatsar’a uygulandı?

20 Öte yandan “TEKEL” sadece bir kere ve tekil olarak yazılmıştı. Belki de esasen Belşatsar’a yönelik bir söz olduğundan böyleydi. Bu uygundu da, çünkü o bizzat Yehova’ya çok büyük bir saygısızlık göstermişti. Sözcük aslında “şekel” anlamına gelir, fakat ünsüz harfleri ‘tarttı’ anlamında görmek de mümkündür. Bu nedenle, Daniel Belşatsar’a, “TEKEL; terazide tartıldın, ve eksik bulundun” dedi. (Daniel 5:27) Tüm milletler Yehova’nın yanında terazinin ince tozu kadar önemsizdir. (İşaya 40:15) Güçleri Tanrı’nın amaçlarını bozmaya yetmez. Öyleyse kendini beğenmiş bir kralın ne ağırlığı olabilir? Belşatsar kendini evrenin Egemeni’nin üstüne çıkarmaya çalışmıştı. Bir insan olmaktan öteye geçmeyen bu adam Yehova’ya hakaret etmeye ve pak tapınmayla eğlenmeye cüret etmişti, fakat ‘eksik bulunmuştu.’ Evet, Belşatsar, infazı hızla yaklaşan hükmü tam anlamıyla hak etmişti!

21. “UFARSİN” nasıl üçlü bir kelime oyunuydu ve bu sözcük bir dünya kudreti olarak Babil’in geleceği hakkında ne gösterdi?

21 Duvardaki sonuncu sözcük “UFARSİN”di. Daniel, herhalde diğer kral orada bulunmadığından tek bir krala hitap ettiği için bu sözcüğü tekil, yani “FERES” olarak okudu. Bu sözcük Yehova’nın esrarlı mesajını üçlü bir kelime oyunuyla doruğa ulaştırıyordu. “Ufarsin” harfi olarak “yarım şekel” anlamına gelir. Fakat harfler başka iki anlamı da mümkün kılar: ‘bölünmeler’ ve ‘Persler.’ Bu nedenle Daniel şunu önceden bildirdi: “FERES; ülken bölündü, ve Medlere ve Farslara verildi.”—Daniel 5:28.

22. Belşatsar esrarın çözülmesine ne tepki gösterdi; o neyi ummuş olabilir?

22 Böylece esrar çözüldü. Kudretli Babil, Med-Pers kuvvetlerinin önünde düşmek üzereydi. Belşatsar bu felaket haberi karşısında yılgınlığa kapıldıysa da sözünü tuttu. Hizmetçilerine Daniel’e erguvani giysiler giydirmelerini, boynuna altın gerdanlık takmalarını ve krallıkta üçüncü hükümdar olduğunu ilan etmelerini emretti. (Daniel 5:29) Daniel bu onur payelerini reddetmedi, bunların Yehova’ya hakkı olan onuru yansıttığını düşündü. Tabii Belşatsar, Yehova’nın peygamberini onurlandırmakla bildirilen hükmü yumuşatabileceğini ummuş olabilir. Eğer böyle düşünmüşse çok geç kalmıştı.

BABİL’İN DÜŞÜŞÜ

23. Belşatsar’ın şöleni sürerken hangi eski peygamberlik yerine geliyordu?

23 Belşatsar ve maiyetindekiler tanrılarının şerefine kadeh kaldırıp Yehova ile eğlenirlerken sarayın dışında, karanlıkta büyük bir dram gelişiyordu. İki yüzyıl kadar önce İşaya tarafından söylenen peygamberlik yerine geliyordu. Yehova önceden Babil hakkında ‘[onun neden olduğu] bütün iniltileri sona erdirdim’ demişti. Evet, bu kötü kentin Tanrı’nın seçilmiş kavmine yaptığı tüm baskılar sona ermek üzereydi. Hangi vasıtayla? Aynı peygamberlik “ey Elam, çık; ey Medya onu sar” diyordu. Elam, peygamber İşaya’nın zamanından sonra Perslere bağlı bir yer haline geldi. Yine İşaya’nın aynı peygamberliğinde önceden bildirildiği gibi, Belşatsarın o şöleni verdiği sırada gerçekten Persler ve Medler Babil’e karşı ‘çıkıp’ onu ‘sarmak’ üzere kuvvetlerini birleştirmişlerdi.—İşaya 21:1, 2, 5, 6.

24. İşaya’nın peygamberliğinde Babil’in düşüşü hakkında hangi ayrıntılar önceden bildirilmişti?

24 Aslında, bu kuvvetlerin önderinin ismi gibi, savaş stratejisinin ana noktaları da önceden bildirilmişti. İki yüzyıl kadar önce İşaya, Yehova’nın Babil’in karşısına çıkması için Koreş adında birini meshedeceğini bir peygamberlik olarak bildirmişti. Onun yolu üzerindeki tüm engeller dümdüz edilecekti. Babil’in suları ‘kurutulacak’ ve muazzam büyüklükteki kapıları açık bırakılacaktı. (İşaya 44:27–45:3) Ve böyle de oldu. Koreş’in orduları nehir yatağında ilerleyebilmek amacıyla Fırat Irmağı’nın akış yönünü değiştirip su seviyesini düşürdüler. Dikkatsiz nöbetçiler Babil sur kapılarını açık bıraktılar. Tarihçilerin de doğruladığı gibi, içindekiler şölen yaparlarken kent istilaya uğradı. Babil fazla bir direnişle karşılaşılmadan alındı. (Yeremya 51:30) Yine de en azından bir tane kayda değer ölüm olayı vardı. Daniel şunları yazdı: “Kildanî kıralı Belşatsar o gece öldürüldü. Ve Med Darius altmış iki yaşlarında olarak kırallığı aldı.”—Daniel 5:30, 31.

DUVARDAKİ YAZIDAN ALINACAK DERS

25. (a) Eski Babil, bugünkü sahte dinin küresel sistemi için neden uygun bir simgedir? (b) Tanrı’nın çağdaş hizmetçileri ne bakımdan Babil’de tutsaktı?

25 Daniel kitabının 5. babındaki ilham edilmiş kayıt bizim için çok anlamlıdır. Sahte dinsel uygulamaların merkezi olan eski Babil, sahte dinin dünya imparatorluğu için uygun bir simgedir. Vahiy kitabında kana susamış bir fahişeyle betimlenen bu küresel düzenbazlığa “Büyük Babil” adı verilir. (Vahiy 17:5) O, Tanrı’nın adını lekeleyen sahte öğretileri ve uygulamaları hakkındaki tüm uyarılara kulaklarını tıkayıp Tanrı’nın Sözünden hakikati vaaz edenlere zulmetti. Din adamlarından güç alan zulüm dalgasıyla 1918’de Gökteki Krallığı vaaz etme işi neredeyse durdu. Böylece eski Yeruşalim ve Yahuda sakinleri gibi, İsa’nın meshedilmiş takipçilerinin sadık artakalanı da o tarihte fiilen “Büyük Babil”de sürgünde bulunuyordu.

26. (a) “Büyük Babil” 1919’da nasıl düştü? (b) Biz hangi uyarıya kulak vermeliyiz ve onu başkalarıyla paylaşmalıyız?

26 Fakat aniden “Büyük Babil” düştü! MÖ 539’daki eski Babil’in düşüşü gibi, bu Babil’in düşüşü de hemen hemen sessiz sedasız gerçekleşti. Ne var ki bu mecazi düşüşün etkisi yıkıcıydı. Bu düşüş Yehova’nın kavminin Babil’deki tutsaklıktan kurtulup Tanrı’nın onayını alarak bereketlendiği 1919’da meydana geldi. Bu olay “Büyük Babil”in Tanrı’nın kavmi üzerindeki gücünü sona erdirip onun güvenilmez bir düzenbazlık olarak gözler önüne serilmeye başlandığını gösterdi. Bu düşüşü tersine çevirmenin olanaksız olduğu görüldü; Büyük Babil’in kesin yıkımı gelmek üzeredir. İşte bu nedenle Yehova’nın hizmetçileri şu uyarıyı yineliyorlar: “Ey kavmım, onun günahlarına şerik olmıyasınız, ve onun belâlarından hisse almıyasınız diye, ondan çıkın.” (Vahiy 18:4) Siz bu uyarıya kulak verdiniz mi? Aynı uyarıyı başkalarına da iletiyor musunuz? *

27, 28. (a) Daniel hangi yaşamsal gerçeği hiçbir zaman unutmadı? (b) Yehova’nın yakında bugünkü kötü dünyaya karşı harekete geçeceğine ilişkin elimizde hangi kanıtlar var?

27 Şu halde, yazı bugün yine duvarda; fakat yalnızca “Büyük Babil” için geçerli değil. Daniel kitabının odaklandığı şu yaşamsal hakikati anımsayın: Yehova Evrensel Egemen’dir. O ve yalnızca O, insanlar üzerine bir hükümdar koyma hakkına sahiptir. (Daniel 4:17, 25; 5:21) Yehova’nın amaçlarına karşı duran ne varsa ortadan kaldırılacak. Yehova’nın harekete geçmesi sadece an meselesidir. (Habakkuk 2:3) Daniel için bu an nihayet ömrünün doksanlı yaşlarında gelmişti. O, çocukluğundan beri Tanrı’nın kavmini ezen bir dünya kudretini Yehova’nın o zaman ortadan kaldırdığını gördü.

28 Yehova Tanrı’nın insanlık adına gökteki tahta bir Hükümdar oturttuğuna ilişkin yadsınamaz kanıtlar var. Dünyanın bu kralı göz ardı etmesi ve onun hükümdarlığına karşı koyması, Yehova’nın yakında Krallık yönetiminin tüm muhaliflerini ortadan kaldıracağının kesin kanıtıdır. (Mezmur 2:1-11; II. Petrus 3:3-7) Siz zamanımızın acilliğine uygun davranıyor ve Tanrı’nın Gökteki Krallığına güven bağlıyor musunuz? Yanıtınız evetse, duvardaki yazıdan gerçekten ders almışsınız!

[Dipnotlar]

^ p. 6 Eski bir yazıtta Kral Koreş, Belşatsar hakkında şunları diyordu: “Ülke [hükümdarı] olarak iradesiz biri tahta geçirildi.”

^ p. 7 Daniel’in kaydındaki bu ince ayrıntının bile doğruluğu kanıtlanmıştır. Arkeologlar eski Babil’de saray duvarlarının sırlı tuğladan yapıldığını buldular.

^ p. 9 Babil’in boş inançları bu mucizeyi herhalde daha da dehşet verici hale getirdi. Babylonian Life and History kitabında şunlar bildiriliyor: “Babillilerin, birçok tanrıya tapınmanın yanı sıra ruhlar inancına da düşkün olduklarını görüyoruz. Bu tutkuları öylesine büyük boyutlara varmıştı ki, onlardan korunmak amacıyla hazırladıkları dualar ve büyülü sözler dinsel edebiyatlarında çok geniş bir yer tutuyordu.”

^ p. 10 Biblical Archaeology Review dergisi şunları bildiriyor: “Babilli bilginler binlerce uğursuzluk işaretinin listesini tutmuşlardı. . . . . Belşatsar duvardaki yazının ne anlama geldiğini öğrenmek isteyince, Babil’in bilgeleri hiç kuşkusuz bu kehanet ansiklopedilerine başvurdular. Fakat onların hiçbiri işe yaramadı.”

^ p. 12 Dilbilimciler burada “şaşırdı” olarak kullanılan sözcüğün, topluluğun içine düştüğü büyük kargaşayı kastettiğini belirtiyorlar.

^ p. 26 Kule Kitaplarının yayımladığı Vahiy—Görkemli Doruğu Yakındır! kitabının 205-271. sayfalarına bakın.

DİKKAT ETTİNİZ Mİ?

• MÖ 539 yılının 5/6 Ekim gecesi Belşatsar’ın şöleni nasıl kesintiye uğradı?

• Duvardaki yazının yorumu neydi?

• Belşatsar’ın şöleni sürerken Babil’in düşüşüyle ilgili hangi peygamberlik yerine geliyordu?

• Duvardaki yazıyı anlatan kayıt günümüz için ne anlam taşır?

[Sorular]

[Sayfa 98’deki tam sayfa resim]

[Sayfa 103’teki tam sayfa resim]