Kyros hakkında bir kitap şöyle der: “Kyros Babil’e göz diktiğinde, Babil zaten Ortadoğu kentlerinin, belki de dünyanın bütün kentlerinin en değerlisiydi” (Ancient World Leaders—Cyrus the Great). Fırat Irmağı üzerine kurulu Babil kenti heybetli surlarla çevriliydi ve surların etrafında hendekler vardı. Ayrıca hendekler Fırat Irmağı’nın sularıyla doluydu. Bu güçlü savunma sistemi sayesinde kentin ele geçirilmesi olanaksız görünüyordu.

Kyros’un adamları Babil’in yukarısında Fırat’ın akış yönünü değiştirdi, böylece şehirdeki su seviyesi alçaldı. Sonra askerler nehre girip, açık bırakılmış olan kent kapılarına saldırdı ve fazla bir direnişle karşılaşmadan Babil’i aldı. Yunanlı tarihçiler Herodot ve Ksenophon’a göre, saldırının olduğu gece Babilliler kentlerinin savunma sisteminin ardında kendilerini öylesine güvende hissediyordu ki, kral da dahil birçokları büyük bir şölende yemek yiyordu! ( “Duvarda El Yazısı Var” başlıklı çerçeveye bakın.) Ayrıca Kyros’un yaptığı fetihle Kutsal Kitapta önceden bildirilen bazı şaşırtıcı sözler gerçekleşmiş oldu.

İşaya peygamberin bildirdikleri özellikle dikkate değerdir, çünkü bu sözler yaklaşık 200 yıl önceden kaydedilmiştir—yani Kyros (Koreş) henüz doğmadan yaklaşık 150 yıl önce! Aşağıdaki peygamberlik sözlerine dikkat edin:

• Koreş isimli bir adam Babil’i fethedecek ve Yahudileri serbest bırakacaktı (İşaya 44:28; 45:1).

• Fırat Irmağı’nın suları kuruyacak, böylece Koreş’in ordusunun yolu açılacaktı (İşaya 44:27).

• Kent kapıları açık bırakılacaktı (İşaya 45:1).

• Babil ordusu ‘savaşmayı bırakacaktı’ (Yeremya 51:30; İşaya 13:1, 7).

MÖ 607’de Babil orduları Yeruşalim’i yerle bir etmiş ve kurtulanların çoğunu sürgüne götürmüştü. Peki Yahudiler ne kadar sürgünde kalacaktı? Tanrı şöyle demişti: “Yetmiş yıl dolunca Ben Babil kralından ve o milletten hesap soracağım. . . . . Orayı virane haline getireceğim; çağlar boyu öyle kalacak” (Yeremya 25:12).

Başta değinildiği gibi Koreş MÖ 539’da Babil’i fethetti. Bundan kısa süre sonra Yahudileri serbest bıraktı, onlar da sürgüne gittikten tam 70 yıl sonra, MÖ 537’de memleketlerine döndü (Ezra 1:1-4). Babil’e gelince, o sonunda “virane” oldu ve Kutsal Kitabın peygamberlik sözlerinin doğruluğu bir kez daha kanıtlandı.

Şunları düşünün: Kutsal Kitap (1) Yahudilerin 70 yıllık esaretini, (2) Kyros’un Babil’i fethini, ayrıca stratejisinin önemli ayrıntılarını ve (3) Babil’in sonunda ıssız kalacağını önceden bildirdi. Hiçbir insan geleceği böylesine ayrıntılı şekilde bildiremez! Öyleyse şu sonuca varmak çok daha makuldür: “Peygamberlik sözü hiçbir zaman insan iradesiyle ortaya çıkmamıştır; insanlar . . . . Tanrı’dan aldıklarını aktarmışlardır” (2. Petrus 1:21). Kutsal Kitap kesinlikle araştırmaya değer bir kitaptır!